İşletmelerde Psikososyal Risk Yönetimi ve KKH: Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar
Kentli bir nüfus haline geliyoruz. Birleşmiş Milletler, 2050 yılına kadar dünya nüfusunun en az üçte ikisinin şehirlerde yaşayacağını tahmin etmektedir. Bu insan yoğunluğu, kentsel halk sağlığı sorununun geleneksel uygulayıcılarının çok ötesine geçtiğini ve tüm disiplinlerden şehir kurucularının ve düzenleyicilerinin görevi haline geldiği anlamına gelmektedir. Politika yapıcılar, mimarlar, tasarımcılar, şehir plancıları, halk sağlığı görevlileri, mühendisler, coğrafyacılar ve diğerleri, şehirlerimizin daha iyi halk sağlığını teşvik edecek şekilde nüfus ihtiyaçlarını karşılamak üzere nasıl tasarlanabileceği konusunda giderek daha fazla düşünmeye ihtiyaç duymaktadır.
COVID-19 krizinin merkezi olan birçok şehir, halk sağlığı sistemlerindeki yetersizliklerden, yetersiz temel hizmetlerden, iyi gelişmiş ve entegre toplu taşıma sistemlerinin eksikliğinden ve yetersiz açık kamusal alanların yanı sıra karantinaların iş dünyasındaki ekonomik sonuçlarından zarar görmüştür. Gecekondu yerleşim bölgeleri gibi nitelikli yerleşim planları olmayan bölgelerde karantina döneminde daha fazla insan etkilenmiştir.
Gelecekteki kentsel büyümenin çoğu gelişmekte olan şehirlerde gerçekleşeceğinden, erişilebilir mahallelerde dayanıklı konutlar, verimli enerji ve ulaşım ağları, sağlam su ile şehirleri sağlık ve esenlik merkezleri haline getirmek için kentsel genişlemenin planlanması gerekmektedir. DSÖ’nün yeni Kentsel Sağlık Girişimi, sağlıklı yaşam tarzları ve hastalıkların önlenmesi için ön koşul olan kentsel çevreye odaklanarak sağlık sistemleri için önemli bir unsuru göz önünde bulundurmuştur. Sağlıklı bir toplum yapısı için ön koşullardan kabul edilen bu şehir düzenlemesi girişimleri şehir ve çevresindeki iş yerleri, toplu ofisler ve sanayi bölgelerinde çalışan toplulukların iyi oluşu ve refahını korumak üzere gerçekleştirilecek eylemleri ve yapısal değişiklikleri de kapsamaktadır.
Çalışma hayatındaki önemli sağlık ve güvenlik belirleyicilerinden olan psikososyal riskler, çevre düzenlemeleri ve ekipman mevcudiyetiyle alakalı alt faktörleri içermektedir. Yeterli havalandırma, temiz hava, iyi iklimlendirme, alan mevcudiyeti; çalışan sağlığını etkileyebilecek psikososyal risk faktörlerine örnek oluşturmaktadır. Ayrıca fazla gürültülü yerleşim yerleri ve çalışma alanları da çalışan sağlığı ve iyi oluşunu etkilemektedir. Çalışan kesimin toplumun büyük bir yüzdesini oluşturması, işe dair çevresel düzenlemeleri halk sağlığının bir parçası haline getirmektedir. İş yerlerindeki psikososyal risk faktörlerin değerlendirilmesi şehir ve çevre planlamaları için göz önünde bulundurması gereken unsurları belirleyebilmek adına kamu ve özel sektör kuruluşlarına mikro ve makro ölçeklerde çözümler sunabilir.
Psikolojik olarak sağlıklı ve güvenli bir iş yeri yaratma konusunda daha fazla kaynak istiyorsanız, İş sağlığı ve Güvenliği sistemlerinde Psikososyal risklerin açıklandığı bültenimize göz atın.
Referanslar
Sustainable Cities Health at the heart of urban development. (n.d.). Retrieved July 18, 2022, from https://www.who.int/docs/default-source/documents/publications/sustainable-cities.pdf?sfvrsn=2accfb68_1
United Nations. (n.d.). Goal 11 | Department of Economic and Social Affairs. United Nations. Retrieved July 18, 2022, from https://sdgs.un.org/goals/goal11
Urban Design and mental health – researchgate. (n.d.). Retrieved July 18, 2022, from https://www.researchgate.net/profile/Tarik-Endale-2/publication/315864757_Urban_Design_and_Mental_Health/links/5ca22762299bf11169555ce3/Urban-Design-and-Mental-Health.pdf?origin=publication_detail